Fenerbahçe Beşiktaş maçı beklediğim gibi geçti. Maçtan önce çok yüksek tempoda ve 90’lı sayılarda bitecek ve maç sonunu iyi oynayan takımın kazanacığını bekliyordum. Nitekim öyle oldu. Beşiktaş tempoyu yükselttiği anda maça ortak oldu. Ancak maç sonunu kötü oynamaları, iki yabancı oyuncu eksikliği (Newley ve Likholitov) ve FB Ülker’in sezonun en akıllı hücum performansını sergilemesi maçın kaybedilmesine sebep oldu. Artık belli oldu: Beşiktaş oyunu çok yüksek tempoya taşıyarak tutarak değil atarak maç kazanacak veya kaybedecek. Likholitov ile pota altı savunma zaafiyetini biraz olsun giderebilirlerse ve hiç faydalanamadıkları Fletcher yerine savunma yönü güçlü bir 4-5 numara alabilirlerse bu sistemin TBL’de işleyeceğini düşünüyorum. Çünkü Beşiktaşı’ın elinde bence TBL’nin en iyi kısa rotasyonu var: Chatman-Newley-Muratcan-Engin-Haluk-Cevher. Böyle bir kısa rotasyonuna sahip takımın tempoyu yukarı çekip biraz pota altı savunmasını oturtabilirse Efes Pilsen’le beraber en büyük final adayım Beşikaş olur.
Fenerbahçe’ye gelince hücumda çok akıllı oynadılar. Beşiktaş’ın yumuşak karnı olan pota altını iyi kullandılar. Topu her eline alan ya potaya penetre etti ya da uzun oyunculara pas geçirdi. Çok rahat sayı buldular. Yöneticilerin ve seyircilerin maça gelmesi takıma en azından biraz hırs getirmiş gibi. Tabi futbola şu sıralar ara verilmiş olması yönetimin ve taraftarın ilgi göstermesinin en büyük sebebi olsa da basketbol seyirci ile güzel. Bu maçta Oğuz’un sadece 15 dk yer alması açıkçası beni kahrediyor. Hele Rasim’in Oğuz’dan daha fazla süre alması kahır derecemi daha da fazla artırıyor. Yapacak birşey yok. Tanyevic olduğu sürece bu gerçeğe kendimizi alıştırmamız lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder