11 Ocak 2013 Cuma

10-11 Ocak 2013 Maccabi-Fenerbahçe (91-73) ve Efes-Alba Berlin

Maccabi eski Maccabi değil diyerek rakibin zayıflığını ön plana çıkarabiliriz ya da top 16'da mücadele eden ve evinde oynayan bir EL takımı olarak rakibi fazlaca güçlü görebiliriz. Her iki düşüncede doğru tespitler yapmamıza mani olur. sorun rakipten değil tamamen bizden kaynaklanıyor. Maccabi deplasmanında Fener ilk üç periodda en azından skor tabelasında sadece 5 sayı ile gerideydi ve maç sonuna kadar bu skoru koruyabilse kazanadabilirdi. Ancak Fenerbahçe son periodda 25 sayı gibi oldukça yüksek bir skor katkısı ile oynamasına rağmen potasında gördüğü 38 sayı ile adeta yıkıldı. Piagiani maç sonrası Siena ile ilk iki maçta iki mağlubiyet almasına rağmen F4 yaptığını hatırlatarak henüz kaybedilmiş birşey olmadığını söyledi. Çok da haklı. Herkesin malumu olduğu üzere Fenerbahçe'nin temel sorunu savunmada. Özellikle de pota altı savunmasında. EL'in pota altında en ağır takımı. andersen ve batiste yaşları nedeniyle savunmada neredeyse yoklar. Bunun yanısıra piagiani'nin 4 kısalı sistemi (bogdanovic'in kısa savunmasından rahatsız olan piagiani onu parkede daha fazla tutmak için 4 numaraya kaydırdığını düşünüyorum.)pota altı savunmasının tamamen çökmesine sebep oluyor. ilginçtir dün Fenerbahçe gördüğüm kadarıyla sadece oğuz parkede iken rakibine karşı 8 sayı gibi bir diferans yakalayabildi (5 sayı gerideyken 3 sayı öne geçebildi.) yaklaşık 7. ile 15. dakikalar arasında oyunda kalan Oğuz yanılmıyorsam sonrasında bir daha oyuna girmedi ve Fenerbahçe de maç içinde bir daha öne geçemedi. Bogdanovic'in kendi pozisyonuna dönmesi ve batiste ya da andersen'den herhangi bir yollanarak pota altı için alınabilecek bir savunma bakanı ile Fenerbahçe mevcut kadrosu çok işler yapabilir. Mccalebb'e yapılan corciani (dış şutunu riske etme)muamelesinin rakipler adına ters tepmesi yakındır. Mccalebb'in dış şutu zayıf değil. geçen sene siena'da %50 üçlük yüzdesi ile oynamıştı. şu an top 16'da %16 ile oynuyor ama bu yüzde düzelecektir. Zaten biraz yüzdeli sokmaya başladığında savunma kendisine biraz daha yaklaşacak ve rakibini eksilten Mccalebb'in müthiş penetrelerini daha fazla izleme şansı bulacağız. ancak asıl mesele son kez altını çizmemiz gerekirse atılamayan sayılarda değil, savunulamayan toplardan kaynaklanıyor. Umarım tez zamanda Piagiani kendisinde var olan umutları parkede takımının oyunu ile bizlere aşılamayı başarır. 11 sayı ortalaması ile oynayan Shawn James'den 22 sayı yememiz pota altını savunamamamızı göstermesi açısından önemli bir örnek. Buradan Efes-Alba maçına geçebiliriz. Shawn James'in biraz kısası ve forvet pozisyonunda oynayanı: Dean Thompson ise, adeta tek başına koca Efes pota altında takımını zafere taşımaya çalıştı. top 16'da efes maçı öncesi 5 sayı ortalama ile oynayan Dean, Efes potasına 15 sayı gönderdi. Efes'in de en önemli sorunu aynı Fener gibi pota altı savunması. maçın sonunu iki kısa uzunu ile oynamayı tercih eden Mahmudi (bu tercih bu maç özelinde bana çok saçma gelmişti)bu tercihi ile maçı kazandı. Alba Efes'den 8 ribaunt fazla aldı ve bu 8 ribaunt ile kendi adına tarihi bir deplasman galibiyetine oldukça yakınlaşmıştı. Doğrusu oynanan basketbola baktığımızda Alba'nın arzuladığı senaryonun gerçekleştiği söylenebilir. Efes maçı bir türlü koparamadı. Ancak hücumda savanovic ve farmar gibi yıldızlarının gösterdikleri performans Alba'nın doğruları fazlasıyla sahaya yansıttığı Efes deplasmanından galip gelmesine fırsat vermedi. Takımda taşların oturmadığı şu günlerde alınacak her galibiyetin büyük önemi var. Umarım işler Efes adına hep böyle devam eder. Uleb'de dahil olmak üzere kötü başladığımız hafta en azından değerli bir galibiyetle bitti.

Hiç yorum yok: