Efes Pilsen dünkü maçta rakibini yumruklarıyla sersemletip indirici darbeyi vuramayan daha sonra aldığı kontra yumrukla sersemleyen bir boksör gibiydi. Ne zaman indirici darbeyi vurmaya yeltendi hep bir kontra yumruk yedi. Dünkü maçın genel görüntüsünü böyle resmedebiliriz. Zaten Kaya maçtan önce yapılan röportajda “kazanalım yeter” tarzında konuşarak Efes’in henüz öldürücü darbeyi vuracak kapasiteye gelmediğini itiraf ediyordu.
Bu maç açık seçik ortaya çıkardıki, Ergin Ataman’ın oyun stratejisi Shumpert’li 4 kısalı sistem ve 2 ve 3 numaralı oyuncuların (Rakocevic, Smith ve Shumpert) skor yükünü sırtlaması. Başka bir alternatifide yok zaten. Elindeki 3 uzunun 3 ortak özelliği var ki bu özellikler aslında Ergin Ataman’ın hücumdaki alternatifsizliğini ortaya koymakta. Nedir bu 3 ortak özellik: Hareketsiz olmaları, post-up özelliklerinin olmaması ve şutlarının zayıf olması. Bu tarz uzunları ancak savunmada pota altını kaptamada, hücumda ise kısaların penetresi sonunda bitirici özellikleriyle faydalanabilirsiniz. Böyle bir yapı Efes’i maalesef çıkmaza götürmekte. Oyun sisteminin 2 ve 3 numaralara yoğunlaştığı 4 kısalı sistemde ribaunt zaafı çekiyorsunuz. Doğru dürüst uzunu olmayan Partizan’a bile ribaunlarda 37-33 yenilmişiz. İki uzunla oynadığımızda bu sefer uzunların post-up ve şut özelliği olmadığından hücumlar kısırlaşıyor. Savunmada ise hareketli uzunları tutmakta zorlanıyoruz. Sonuçta Efes Pilsen’in en verimli olduğu sistem 4 kısalı sistem olarak ortaya çıkmakta. Bu sistem bizi top 8 veya F4’e taşır mı? Çok zor. İlerisi için karamsar olmamı gerektirecek diğer bir nokta vasat bir kısa olan Mccaleb’in savunmamızı her aldığı topta delmesi (assist sayısı 7 ki Vranes ve Maric topları tutabilseler ve basit atışları kaçırmasalar daha fazla olabilirdi).
Karamsar tablodan çıkıp, biraz da iyi taraflarımıza bakalım. Asist sayımız 21. Oyun kurucularımızın Kerem ve Ender 10 asist yapmışlar. Top kayıpları sadece 3. Toplam top kaybımız 10. Asist/top kaybı oranı Efes’in 2,1, Partizan’ın ise 1,1. Bunun doğal sonucu olarak rakipten 9 kez fazla hücum etmişiz. En azından takım olamamız adına gelecek için iyi göstergeler bunlar. Diğer taraftan seyircinin maça olan ilgisi (umarım sadece bayram tatilinden kaynaklanmamıştır) oyuncuların kenetlenerek takım olma sürecini hızlandıracaktır.
Bu maç açık seçik ortaya çıkardıki, Ergin Ataman’ın oyun stratejisi Shumpert’li 4 kısalı sistem ve 2 ve 3 numaralı oyuncuların (Rakocevic, Smith ve Shumpert) skor yükünü sırtlaması. Başka bir alternatifide yok zaten. Elindeki 3 uzunun 3 ortak özelliği var ki bu özellikler aslında Ergin Ataman’ın hücumdaki alternatifsizliğini ortaya koymakta. Nedir bu 3 ortak özellik: Hareketsiz olmaları, post-up özelliklerinin olmaması ve şutlarının zayıf olması. Bu tarz uzunları ancak savunmada pota altını kaptamada, hücumda ise kısaların penetresi sonunda bitirici özellikleriyle faydalanabilirsiniz. Böyle bir yapı Efes’i maalesef çıkmaza götürmekte. Oyun sisteminin 2 ve 3 numaralara yoğunlaştığı 4 kısalı sistemde ribaunt zaafı çekiyorsunuz. Doğru dürüst uzunu olmayan Partizan’a bile ribaunlarda 37-33 yenilmişiz. İki uzunla oynadığımızda bu sefer uzunların post-up ve şut özelliği olmadığından hücumlar kısırlaşıyor. Savunmada ise hareketli uzunları tutmakta zorlanıyoruz. Sonuçta Efes Pilsen’in en verimli olduğu sistem 4 kısalı sistem olarak ortaya çıkmakta. Bu sistem bizi top 8 veya F4’e taşır mı? Çok zor. İlerisi için karamsar olmamı gerektirecek diğer bir nokta vasat bir kısa olan Mccaleb’in savunmamızı her aldığı topta delmesi (assist sayısı 7 ki Vranes ve Maric topları tutabilseler ve basit atışları kaçırmasalar daha fazla olabilirdi).
Karamsar tablodan çıkıp, biraz da iyi taraflarımıza bakalım. Asist sayımız 21. Oyun kurucularımızın Kerem ve Ender 10 asist yapmışlar. Top kayıpları sadece 3. Toplam top kaybımız 10. Asist/top kaybı oranı Efes’in 2,1, Partizan’ın ise 1,1. Bunun doğal sonucu olarak rakipten 9 kez fazla hücum etmişiz. En azından takım olamamız adına gelecek için iyi göstergeler bunlar. Diğer taraftan seyircinin maça olan ilgisi (umarım sadece bayram tatilinden kaynaklanmamıştır) oyuncuların kenetlenerek takım olma sürecini hızlandıracaktır.
Grubu en kötü ihtimalle 3 veya 4 bitiririz. En azından Top 16’ya alınacak iyi bir 4 numara ile girmemiz halinde Efes Pilsen’in Top 8 şansı var. Aslında NBA’de sezon başlarken takıma giremeyen iyi bir 4 numara bulunabilir. Efes yönetiminin bu sistemle Top8 veya F4’e giremeyeceğinin farkında olduğunu düşünüyorum. Tahminim elinde bulunan 4 tane 5 numaradan birini elinden çıkartıp yerine 4 numara alacaktır. Elinden çıkaracağı oyuncu da Santiago olacaktır.