Oyuncular ile Tanyevic iletişimin koptuğu bu maçla iyice ayyuka çıkmıştır. Zaten molaralarda Tanyevic ve takımın vücut dilleri herşeyi gösteriyor. Oyuna bakıldığında ise oyuncuların Tanyevic’i amiyane tabirle iplemediği çok net görülmekte. Özellikle Kinsey ve Gricek tamamiyle kafasına göre takılmaktadırlar. Maçın en verimli oyuncusu olan (aldığı minimum sürede maksimum katkı veren) Oğuz zaten ağzıyla kuş tutsa Tanyevic’in gözüne giremeyeceğini bildiği için kendi ekmeğini kendi üretiyor. Tanyevic’in prensi, sahanın en verimsiz oyuncusu olan (aldığı maksimum sürede minimum katkı veren) ve elindeki kuşları kaçırsa bile takımda Tanyevic’in gözünden düşmeyecekolan Preldzic’in bu takımdaki her şeyi ben yaparım edası ile oynaması takımı resmen baltalamaktadır. Seyirci ile takım (bence büyük oranda Tanyevic) arasındaki bağlar da kopmuş durumda. En önemli maçta bile bu küçük salonu boş bırakan seyirci bence gereken mesajı veriyorlar. Keşke bu mesajı salonu doldurup takımı sonuna kadar destekledikten sonra Tanyevic ve yöneticilere verseler.
Aslında hala kaybedilmiş çok fazla bir şey yoktur. Bu takım Top16’ya öyle yada böyle kalacaktır. Top 16 ‘yı milat kabul edip esaslı hamleler yapılırsa ben hala bu kadronun iş yapabileceğini düşünüyorum. Ağzımızdaki baklayı çıkaralım. 2010 yılında EL şampiyonluğu hedefi gösterip EL’in en zayıf takımlarından birine yenilen ve hala bunun mazaretini üretmeye çalışan Tanyevic’in yollanıp Mahmudi’nin alınması ve oyun kurucu ve Kinsey’in yerine 3 numara takviyesi. Atasözleri ile başladık atasözleri ile bitirelim: “Bir musibet bin nasihatten yeğdir” “Yolcudur abbas, bağlasan durmaz”
2 yorum:
Anlaşılan, Fener'in maç seçeceği günler hala uzakta.. Fener'in sorunun yapısal olduğunu ve bir kaç numara takviyesi ile çözülebileceğini, hele hele sezon ortasında çözülebileceğini hiç düşünmüyorum.
ne zmn gidicek_? türk basketbolu rahat nefes alacak...
Yorum Gönder