27 Şubat 2010 Cumartesi

Fenerbahçe-Galatasaray


Fenerbahçe'nin daha farklı bir galibiyet alacağını bekliyordum maç öncesi. Ukic'in katılımı sonrasında Fenerbahçe'de gözle görülür bir değişiklik olduğunu düşünüyordum. Kriz anlarında Ukic sazı eline alarak hem penetre hem de şutları ile etkili oluyor, takımı organize ediyor ve onun önderliğinde daha farklı bir Fenerbahçe izliyorduk. Ancak Galatasaray karşısında her ne kadar Ukic skor olarak çok etkili olsa da doğrusu umduğumdan çok daha kötü bir Fenerbahçe izledim. Galatasaray (yorumcu sevgili Çetin Yılmaz'ın söylediklerinin aksine) bence kötü oynamadı. İlk periodda farklı geriye düşse bile çok yanlış bir sistemle oynamadılar. Hatta kritik boş atışlarda birazcık yüzdeli olabilselerdi maç içindeki rotasyon biraz daha geniş kullanılabilir ve maçın sonunda daha diri bir galatasaray izleyebilirdik ve bu faktör Galatasaray'a galibiyet bile getirebilirdi.


Maçın başında Mirsat Rancik'e karşı savunmada etkiliydi. Ancak Rasim ile Rancik kızdırmaya yönelik hamle tutmadı ve ülkesinde yılın oyuncusu seçilen Rancik, ödülü hak ettiğini gösteren bir performans sergiledi.


Galatasaray'da doğrusu Evren Büker'in son haftalarda savunmada aksadığını belirtmem gerek. Evren'i çok beğenirim ve transferine doğrusu çok sevinmiştim. Ancak Şubat ayı boyunca evren'in savunmasında ciddi bir aksaklık var. Fizik olarak maç trafiğinden etkilendiğini düşünüyorum. Konsantrasyonunda ciddi bir düşüş var.


Wilkinson'un köşeden kullandığı üçlük atış esnasında yanında savunmacı olarak Tanjevic'in olması enteresan bir görüntüydü. Tanjevic yerinde Türkiye liginden hangi koç olursa olsun o pozisyonda teknik faul çalınırdı. Ama milli takımın antrenörü ligde bu tip konularda ciddi anlamda kollanıyor. Özyer, Ataman ve diğer yerli koçların bu konudan çok rahatsız olduklarını biliyoruz ama yapacak bir şey yok. Tanjevic gibi Ömer'in de kollandığını düşünüyorum. Ömer'in yaptığına benzer temaslarda örneğin Semih, rasim ve preldzic'e kolaylıkla faul çalındığını gördük ama Ömer yaptığında nedense kolay düdük gelmiyor. Bunu Ömer'in başarılı savunmasını kötülemek için söylemiyorum. Bilakis Ömer'in kenarda fazlaca unutulması son periodda Galatasaray'ın geri dönüşünü sağladı. Belli bir sertliğe müsaade etmek gerektiğine inanıyorum. Ligdeki sertliğinin artması basketbolumuzu daha da ileri götürür.


Heyecanı yüksek ve mücadeleci bir maçtı. Rakip Galatasaray olduğu için seyirci de gelmişti. Boş tribünler önünde oynana basketbol zeck vermiyor ancak basketboldan anlayan bir seyirci kitlesine Karşıyaka haricinde sahip olan bir klüp yok. bu da önemli sorunlarımızdan biri. Sevgili İsmet Badem basketbolu öğretmek ve seyirci sayısını arttırmak için zamanında çok çaba sarf etmişti. Bireysel girişimle böylesi büyük bir hedef tutturmak çok zor. Federasyonun bu işlerle uğraşması yararlı olabilir.


Tebrikler Fenerbahçe. Hem Türkiye kupasını kazandığı için hem de 100. kez karşılaştığı ezeli rakibini bir kez daha yendiği için...
foto: turkbasket



Hiç yorum yok: