24 Kasım 2011 Perşembe
Uzatmalarda Gelen Sevinç-Hüzün
Önce sevindik sonra üzüldük. 3'te üç yapmaya çok yaklaşmıştık ta ki uzatmalarda Fenerbahçe teslim bayrağını çekene kadar.
Galatasaray maçının normal süresinin son beş dakikasını ve uzatmalarını seyredebildim. O nedenle fazla bir şey söyleyemem. Zaza'nın katkı vermesi ile "Zaza'nın kazanılması olumlu bir gelişme" şeklinde bir argüman ortaya atıldı. Ben buna pek katılmıyorum şöyle ki; takımın bireysel performanslara bağımlı olması bence iyi olmaktan ziyade olumsuz bir durum. Özellikle Efes ve Galatasaray kadrolarındaki büyük değişikliklere rağmen sene başında oynadıkları takım oyunundan giderek uzaklaşarak, bireysel yeteneklerin kendilerini göstermeleri ile galibiyet almaya başladılar ve uzun vadede bunun iyi sonuçlar doğurmayacağı rahatlıkla söylenebilir. Takımın 2 hatta 3 oyun kurucu ile oynadığı, genelde de 4 kısa ile mücadele ettiğini düşündüğümüzde rakibin ise hiç galibiyet almamışl bir takım olduğunu buna eklediğimizde takımın sadece 14 asist ile oynaması ve buna karşın 20 top kaybı yapması düşündürücü.
Ancak takımın geriye düştükten sonra galibiyet için inanılmaz efor sarfetmesi ise takdire şayan bir durum. Özellikle oyuncularının terlerinin son damlasına kadar mücadele etmeleri ve maçı çevirebilmeleri sadece rakibin genç ve tecrübesizliğine değil, Galatasaray'lı oyuncuların kazanma hırsına dayalıydı. Takımın bu denli hırslı olmasını sağlayan faktör ise; taraftarının inanılmaz desteği idi. Galatasaray'ın gerçek gücünü haftaya test etme olanağı bulacağız. Galatasaray'ın bu sene neler yapabileceğini gösterecek en önemli maçı haftaya. Ya mağlubiyeti telafi edeceğiz ya da 4. olarak gruptan çıkacağız.
Fenerbahçe ölüm grubunda oynuyor. tüm takımlar eşit ayarda gibi. grup birincisi ve sonuncusu her an değişiebilir. Doğrusu Nancy ve Cantu sürpriz yaptılar. OLY, Caja Labarol, Bilbao ve Fenerbahçe rahatlıkla ilk dört'ü alır beklentisi vardı. Olmadı. Şu an için gruptan kim çıkacak o bile belli değil. tüm takımlar 5 galibiyet 5 mağlubiyet alabilir. Bu anlamda dün akşamki maç, hem gruptan çıkmak ve hem de birinci çıkmak için çok önemliydi. Fenerbahçe 3 period boyunca maçı kazanacak şekilde oynadı. 4. periodda Caja'lı oyuncular sazı ellerine aldılar ve uzatmalarda da kazanmayı bildiler.
Bogdanovic hücumda her geçen gün daha etkili olmaya başladı ama aynı bogdanovic işin savunma kısmında da giderek kötü oynuyor. San Emeterio her pozisyonda Bogdanovic'i geçti. Hatti bogdanovic durumu seyretti diyelim, savgili Spahija örneğin Sefolosha ile Emeterio'yu savunmayı neden düşünmedi doğrusu anlam veremedim. Basketbolda kısa rotasyonu da uzun rotasyonu da çok önemli. ancak kısa rotasyonu uzun rotasyonundan bir parça daha önemli önemli. kısalar iyi olduğunda vasat uzunlarla bile iş yapmak mümkün. ancak en yi uzunlara kötü kısalar eşlilk ettiğinde takımın galibiyet ççıkartması mümkün değil. Bu noktada Fenerbahçe'nin en büyük avantajı kısa rotasyonunun isim bazında çok iyi olması. Feerahçe'Nin top 16'ya kalmasını sağklayacak tek faktör bu olacak gibi. Oyuncular formsuz, koç formsuz, uzunlar kötü, sakatlar var ancak kısa rotasyonu çok kaliteli isimlerden oluştuğu için bu takım çok can yakacak. Form düzeyi arttığında ve eksikler takıma tam anlamıyla aktıldığında ise çok tehlikeli bir Fenerbahçe karşımıza çıkacak. bu arada ilginç bir şekilde takım oyunu içinde yükselme olanı olan oyunucların Fenerbahçe maçlarında ortalamaları üzerinde oynadıklarını görüyoruz. Bu sene Prigioni, printizesis, moerman, banic ve san emeterio gibi oyuncular ortalamaları üzerinde bize karşı oynadılar. Neyse yolumuz açık olsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder