8 Aralık 2011 Perşembe

3'te 3 olmadı: Galatasaray:63 Siena:67


McCalebb, Lavrinovic ve kaukenas gibi önemli oyuncularından mahrum Siena karşısında Shipp'den yoksun bir galatasaray, Zaza'sız oynayan bir galatasaray'ın ne yapacağını merak ediyordum. Aslında kafamdaki senaryo birazcık buna benziyordu. Tek farkla ki, dar rotasyonla oynayan Siena'nın maçın sonunda bizden daha fazla seçim hatası yapacağını ve seyirci baskısıyla son dakikalarda maçı alacağımızı düşünmüştüm; olmadı.

Mahmudi'nin dediği gibi "deneyim belki sadece bir kelime ama bu maç örnek olarak alındığında anlamının çok daha anlamlı olduğu açığa çıkıyor." Tabi buna sadece oyuncu deneyimi değil coaching deneyimini de eklemek gerek. Klüp deneyimini de eklemek gerek. hepsi bir araya gelince bu sonuç çıktı denilebilir. Ama ben buna pek katılmıyorum.

Doğrusu Lakovic, Shumpert, Songolia ve Ender deneyimsiz oyuncular değiller. Mevcut Siena kadrosunda da Zizis, Andersen, Rakocevic, Stonerook haydi bir de ress diyelim tecrübeli oyuncular.

Siena'nın kaybedecek birşeyi yoktu. Bizim de kaybedecek fazla birşeyimiz yoktu. Pota altında Andersen gibi bir adamla çok iyi boğuştuk. Maçı sürekli domine ettik. tek sorun maçı koparıp gidemememiz bunun nedeni de Songolia ve Shumpert aynı gün ikisi birden kötüydü. Onlardan birisinden gelecek bir katkı ile bu maçı kazanırdık. Cevher girdi bir ara belki Cevher de ısrar edilebilirdi. En önemlisi ise yoruldu mu bilmiyorum ama Andric'i maçın sonlarında çıkartmak en önemli hatamız oldu diye düşünüyorum. Hem çok kuvvetli hem de konsantresi çok yüksekti. Çıkıp tekrar girdiğinde aynı konsantrasyona sahip değildi ve Andersen'in çok kritik şutuna el dahi kaldırmadı.

Kaybedlen bir şey yok son tahlilde ancak alınacak galibiyet güzel moral olurdu. Takımın güvenini arttırırdı. Hem de 3'te 3 yapmış olurduk. Kazandığımız şeyler var. maçın sonunu iyi oynamak gerektiğini bir kez daha gördük. Sertaç oyuna girdi ve çok güzel bir sayı yaptı. Lucas bu düzeylerde oynayabileceğini bazı çatlak seslere göstermiş oldu.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Efes-EA7 Milano: 84-70 (Efes Kısaları Ses Vermeye Devam Etti) ve Nancy:53 Fenerbahçe 73 (Preldzic Ses Verdi)



Efes'de potansiyeline göre kötü oynayan bir oyuncu var mıydı sorusu ile başlayalım. Barac haricinde verebilecek cevabımız yok gibi. %40 gibi bir ikilik yüzde ile oynadı. Savunmada daha etkili olabilirdi. Doğrusu efes uzun rotasyonunda şöyle bir görev paylaşımı var. Savanovic ve batista genelde beraber oynuyorlar ve bu durumda ribaunt ve savunma yükünü ağırlıklı olarak batista üstleiyor barac ve ersan durumunda ise bu yükü ersan üstleniyor.

Yukarıdaki souryu bir de tersten soralım; potansiyelinden daha iyi oynayan bir oyuncu var mıydı? Biraz Cenk, biraz da sinan bu soruya verebileceğimiz isimler. E sinan hazirandan beri yani neredeyse 6 aydır dinleniyor artık patlama yapma zamanı gelmişti. Cenk ise 6 yıldan fazladır dinleniyor (EL'de 8 sezonu ve Uleb'de ise 1 sezon en azından isim bazında var) e artık kariyeine basketbolda devam edip etmeyeceği yönünde bir karar vermesi lazımdı. Cenk'in performansında Ersan faktörünün önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. daha önce yazdığım için tekrar etmeyeceğim bu konuyu. unutamayacağım bir pozisyon var. Efes set hücumunda hızla top çevirdi ve Cenk boş şut pozisyonu yakaladı. o sırada savunma oyuncusu üzerine doğru geliyordu. Cenk üçlük kullanmak yerine bir vücut fake'i ile oyuncuyu geçti, penetre sonrasında uzunları görünce göz yaşı damlası bıraktı. Cenk böyle devam edip yıllardır gizlenmiş potansiyelilni sahaya yansıtacak mı yoksa traş bıçağını kaydırıp bıyıklarına veda ettiğinde alışık olduğumuz Cenk'i mi göreceğiz?

İlievski kendi normalini sahaya yansıttı ve sonunda Kerem'in yedeğinden katkı bulduk. Ancak bu durum oyun kurucu rotasyonunun zayıflığını örtmüyor.

Efes, kısalarından verim aldığı sürece başarılı olacak. Kinsey sağlam döndüğü zaman Efes kısa rotasyonu tat vermeye başlayacak ancak F4 adayı takımlarla kıyaslandığında Efes'in çok iyi uzun rotasyonuna (Ersan'ın boşluğu nasıl telafi edilecek merak ediyorum) sahip olduğu söylenebilir ancak maalesefr aynı şeyi kısa rotasyonu için söylemek mümkün değil. Basketbolda kısa rotasyonunun uzun rotasyonundan bir parça daha önemli olduğu gerçeğini buna eklediğimizde efes mevcut kısa rotasyonu ile top 16'da başarılı olabilmek için sürekli ekstra katkıalra ihtiyaç duyacak. Umarım Sinan ve Cenk bu katkıları sürekli verebilirler.



Fenerbahçe ise efes'in tam tersi bir kadro yapısına sahip. Uzun rotasyonunda zayıf kalsa da Avrupa'nın en iyi kısa rotasyonlarından birisine sahip. Ancak takımın iskeleti ve oyun şablonu yok. bunun temel nedeni ise oyun kurucuların takımı oynatmaya dönük isimler olmaması. Ukic çok formsuz. Jerrels combo guard. saf olarak oyun kurucu değil. Dolayısıyla takımı oynatabilecek tek isim Preldzic ve hücumu organize etmeseydi yarım nancy bile başa bela olabilirdi.

Fener'in kısa rotasyonundaki zenginlik göz kamaştırıyor ve her ne kadar dün Jerrels hücum anlamında üstün bir oyun sergilese de Fenerbahçe'nin ihtiyaç duyudğu oyun kurucunun takımı daha oynatmaya dönük bir oyuncu olması gerektiğine inanıyorum. Sağlam bir Engin bu kadroya büyük katkı sağlayacaktır.

Görebildiğim en önemli sorun Bogdanovic'in savunmada yokları oynaması. Savunmada silik bile değil adeta görünmez. Rakip sürekli 5'e 4 hücum etti. Zayıf takımlara karşı bu durum soprun teşkil etmese de ciddi rakiplere karşı Bogdanovic'in bu vurdumduymaz savunması çok baş ağrıtıcı olabilir. Savunmamız iyi olduğu için rakibi 53 sayıda tutmadık, rakip dağınık olduğu için 53 sayıda kaldılar. hem hücumda hem de savunmada daha organize işler yapmak lazım. ama özellikle Ukic'in sayı olarak değil ama asist olarak, takım idare etmek olarak ipleri eline alması kendine gelmesi gerekiyor.

2 takımımız galibiyet aldı. şu ana kadar beceremedik umarım bu hafta 3 galibiyet alabiliriz.

1 Aralık 2011 Perşembe

Spirou-Efes: 62-66 (Efes kısaları ses verdi)


Kinsey'in yokluğunda (performansı düşük olduğunda)Efes Pilsen'in büyük işler yapmasını beklememek gerek. Maccabi ile Real'e yenildi, Partizan ve Spirou'yu yendi. Mevcut kısa rotasyonu ile Efes'in kendisine yakın rakiplere karşı galibiyet alabilmesi için kısa rotasyonundaki oyuncuların ekstra performans göstermesi gerekiyor. Dün Tunceri yine Avrupa'nın en iyi 10 oyun kurucusundan biriymiş gibi oynadı. 4-5 maçta bir Tunceri böyle oynayabiliyor. Sinan ve Cenk savunamda gerçekten önemli işler yaptılar ve Vujacic takımın bir parçası gibi oynadı. Vujacic bu maç öncesinde 1,5 asist ortalaması ile oynarken 4 asist yaptı sadece bu maçta. ilk periodda farklı farklı dönemlerde 3 oyuncuyu top kapmak için yere atladığını gördük. kerem, sinan, vujacic, savanovic ve barac'dan hangisi atlamış olabilir diye düşünsek ilk akla gelen isimlerin değil, son akla gelebilecek isimlerin atladığını görürüz. İlk periodda savanovic barac ve Vujacic'i yerde top kapma mücadelesinde gördük. ilginç ve önemli bir detay; oyuncuların isteğini göstermesi açısından...

Efes çok rahat kazanacağı maçı zora sokmayı nasıl başardı ben anlayamadım. cenk'den 6ribauntluk bir katkı gelmesine rağmen toplam takım ribauntunda Efes'in 8 ribaunt geride olması çok düşündürücü. dahası 73 doğumlu olan (tahminim EL'de daha yaşlı oyuncu yoktur.) Riddick'in efes'in çok güvendiğimiz pivot rotasyonunda ayak çabukluğunu kullanması garip bir durum. 40 yaşındaki bir adamın ama ayak çabukluğunun ekmeğini yemesine izin verdik. 16 dakika oynadı ve 10 ribaunt aldı bunlardan 5'i savunma ribauntu diğer 5'i ise hücum ribauntu.

"2 dakika daha olsa bu maçın sonu ne olurdu kimse bilemez" demiş Ufuk. Bence kötü açıklama. Farkın kapanma nedeni Efes'in anlamsız bir şekilde nasıl olsa kazandık havasına girmesi. Koçun hatası ise takımı bu havadan çıkartmaması. Dün izlediğim Efes bu maç değil 2 dakika, isterse 100 dakika uzasaydı da Efes yine kazanırdı diye düşünüyorum.

Kinsey'siz Efes, Partizan'a rövanşı vermedi, Spirou'dan rövanşı aldı, bakalım EA7'ya karşı ne yapacak. Efes'de güzel gelişmeler var. Önce Cenk'ten bahsetmek lazım. Cenk'i ilk kez hırslı ve istekli görüyorum. Dün fazlaca sorumluluk aldı. Savunma ve ribauntlardaki gayreti ile o şutları deneme hakkını kazanmıştı. Sokamadı belki ama istekli olması önemli. Cenk eski Cenk gibi olsaydı kinsey'siz Efes'in EL'de galibiyet çıkartması bence mümkün olmayabilirdi. Son tahlilde Cenk'in bench ısıtmak dışında işlewvleri olduğunu görmemiz güzel. Cenk'deki bu değişimi ben ilginç gelecek ama Ersan'a bağlıyorum. Ümit takımı sırtında taşıyan iki oyuncudan biri cenk diğeri ise Ersan'dı. cenk Ersan'ın geldiği kademeyi yakından saha içinde görünce muhtemelen kendinden utandı ve birşeyler yapmaya karar verdi. Umuyorum böyle devam eder. Sinan sakatlığının etkisini yavaş yavaş üzerinden atıyor. eski çabukluğuna kavuşmak üzere. Vujacic, takımın bir parçsı olma yolundaki istekliliği çok önemli. ilk kez 35 dakika oyunda kaldı ve ilk kez sadece 10 top kullandı. Rakam fazla gibi gözükse de bu maç öncesinde yaklaşık 14-15 top kullandığını düşünürsek, 10 rakamı oldukça kabul edilebilir olmakta. Tek sorun ilievski. ne savunmada ne de hücumda varlığını hissettrimemesi Efes için önemli bir handikap. ilievski sınırları belli olan bir oyuncu ama ne savunmada ne de hücumda bu kadar kötü bir oyuncu değil. Efes'in kısa rotasyonunun form durumu Efes'in sıralamadaki yerini belirleyecek. Kinsey'in sakatlık öncesindeki performansı ile dönmesi çok önemli ancak ilievski'den verim alınamazsa top 16 sonrası Efes için büyük bir hüzün olabilir.