25 Temmuz 2012 Çarşamba

Koç Değişiklikleri

"4 büyük"ler (bjk-gs-efes ve fb) koçlarını değiştirdi. GS'ın koçu efes'e GS'a gelmesi beklenen koç BJK'a BJK'ın koçu GS'a geldi. Bu değişiklik yumağından sağ salim kurtulan tek takım olan FB, BJK'nın eski GS'ın yeni koçunun yardımcısı olan bir isimle anlaştı. bunların hepsini tek bir yazıya sığdırmak kolay olmayacak.
Ataman'la başlayalım. Malum en çok eleştirilen o oldu. Ataman geçen sene BJK'ın basketbol tarihini adeta yeniden kaleme aldı. dile kolay 3 kupa. yanlışların bu kadar doğru sonuçlanması olacak iş değil ama o mesele dipsiz kuyuya taş atmak gibi bir şey. Ataman sene sonunda GS'a geçti. ondan beklenecek bir hamle diyelim ama düşündüğünüz anlamda değil. ben kişisel olarak Ataman'ın antrenörlüğünden ve oyuncu seçimlerinden haz etmem ancak yiğidi öldürsem de hakkını vermeyi severim. bu topraklarda doğru bildiğini yapmaktan ve söylemekten kaçınmayan ender insanlardan birisidir Ataman. Ataman'ın kararını Ataman açısından değerlendirsek aslında ne kadar "irrasyonel" bir karar olduğunu görmemiz zor değil. BJK'ta kalsa ve başarısız olsa Ataman ne kaybedebilir. sponsor yok. para yok. ne kadar ekmek o kadar köfte der ve çekilir. Ama GS'da işler öyle değil. Ataman 3 kupayı GS ile alamazsa başarısız kabul edilecek. bunu bilecek kadar akıllı bir insan ve adeta meydan okuyor. kime? bence kendisine. Bence zoru seçiyor. belki de pişman olacak ama onun doğası öyle. yada öyle kodlanmış diyelim.
Mahmudi'ye gelelim. Türkiye'de işlerin ne kadar sonuç odaklı geliştiğinin en güzel örneği. Tarihi Moskova zaferi sonrası yıllarca GS'ın başında kalacağını beklerken Türkiye lig şampiyonluğunda BJK'a boyun eğmesi ve faturayı da yöneticilere kesmeye çalışması ile bir anda gözden düştü. onun için kötü mü oldu? Hayır aksine daha iyi bir bütçe daha iyi tanıdığı bir klüple anlaştı ve EL'de mücadele şansı yakaladı. İtibar mı kaybetti. bence hayır ama GS basketbol yönetimi bu süreçte itibar kaybetti. EL mutluluğu yaşatan antrenörüne güzel bir teşekkürü bile çok gördüler.
Ve huzurlarınızda Erman Kunter. liseli olması nedeniyle her sene takımın başına düşünülen ama bir türlü yurda dönemeyen başarılı insan. yine aynı senaryo ile GS'a geleceği düşünülürken bir anda kendisini BJK'ta bulan büyük koç. ve bir anda EL'de bulan büyük koç. Memleketteki saçmalıklardan dolayı seneye tekrar Fransa'ya gideceğine dair büyük bahisler oynayabilirim ama bu sene için çok çırpınacağı ve emeklerinin karşılığında hiç bir şey elde edemeyeceğini düşündüğüm büyük koç. bence Fransa'da kalsa onun için daha hayırlı olurdu. yolu açık olsun demek istiyorum ama onun da farkında olduğu gibi çok zor günler geçireceğini tahmin etmek içim müneccim olmaya gerek yok.
gelelim senenin en önemli hamlesine. piagiani. ben kendisini Ataman'ın yardımcısı olarak tanımıştım. boynuz kulağı geçer atasözünün cuk oturduğu durumlardan birisidir piagiani'nin hikayesi. Piagiani büyük koç. EL'in isimsiz takımını EL'in en önemli takımlarından birisi haline getirdi. Savunma ve hücum basketbolunun bir arada nasıl oynanabileceği konusunda ve takım oluşturma konularında uzmanlaşmış çok değerli bir antrenör. umarım değeri bilinir. McCalebb'i alabildiği takdirde bence özlenen F4 uzakta olmayacaktır. kısa vadedeki beklentiler ve arzulanan oyun kurucu transferinin yapılamamsı neticesinde beklenen sonuçların gerçekleşmemesi durumunda umarım kısa vadede vazgeçmek gibi bir yanılgıya düşülmez. Uzun yıllar hem Fenerbahçe'nin ve hem de Türkiye basketbolunun hizmetinde olmasını beklediğimiz bir koç.

Hiç yorum yok: