8 Haziran 2010 Salı

Enes, Ömer, Oğuz, Semih ve Vidmar örneklerinden hareketle genç oyuncular üzerine bir değerlendirme

Dün akşam Murat Murathanoğlu (MM) ve Yiğiter Uluğ ikilisinin sunduğu Süper Basket programını izledim. MM son yıllarda neden genç oyuncu çıkmadığına ilişkin genel bir değerlendirme yaptı. Bunun temel nedeninin oyuncuları kandıran menejerler ve oyuncuların geleceklerini planlayamamaları olduğunun altını çizdi.
Geçenlerde Cenk Akyol yeterince süre alamadım. O yüzden köreldim. İtalya'da kendime geldim bağlamında birşeyler söylemişti. Çetin Çeki'de dolaylı olarak buna cevap vermişti. Bu meseleyi tek boyuta indirgemek kolay değil ama anladığım kadarıyla MM'e göre bütün menejerler kötü ve oyucnularda kendi gelecek planlamalarını yapamayacak kadar aptallar. ileriyi göremiyorlar. mesele bu kadar basit mi?
MM'in kendi örneği kendi yanlışını da kısmen ortaya çıkartıyor. Fenerde'ki son 3 sezondaki gençlere bakarsak: Ömer, Semih, Oğuz, Vidmar, Preldzic ve Enes. Her ne kadar asıl meselelerden biri Enes'in seçiminin doğru bir seçim olup olmadığı olsa da onu şimdilik bir kenera bırakalım. Semih, Oğuz, Preldzic ve Ömer'den hangisinin basketbolunda kayda değer bir gelişme oldu? Soru aslında bana ait değil. MM'in sorusu. Cevap hiçbirisi. Geldi gündeki düzeylerinde oynuyorlar. kayda değer bir gelişme bence gösteremediler. Beklentilerin altında kaldılar. Oğuz ümitlerde yaşıtı pivotların en önemlileridendi. Şimdi akranı pivotlar onu çoktan geçti. Predzic 1-2-3 ve hatta 4 oynayabilecek bir oyuncu. Avrupa şampiyonasında Ersan ile en çok ses getiren oyuncuydu. Ersan nerde Preldzic nerde? Neyse uzatmayayım mesaj anlaşılmış olmalı. Vidmar son dönemde bir gelişme sergiledi. Oyununu oldukça geliştirdi. Ama enteresandır bunu Türkiye'de gerçekleştiremedi. Memleketinde kendisini geliştirdi çocuk. bu kadar isimden açık ara bir gelişme sergileyen adam yurt dışında gelişiyorsa, Akyol İtalya'da yeniden doğuyorsa ve hatta Ersan Barcelona'da parlıyorsa memlekette kalmak istemeyen genç oyuncuları ileriyi görememekle ya da menejer kurbanı olarak görmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum.
Oyuncuların yeterli gelişme göstermemelerini salt süre ile açıklamak da bence pek mümkün değil. Cenk Galatasaray'da oynarken yeterli süreyi buldu. Ömer, Vidmar, Semih ve Oğuz oldukça iyi süreler buldular. Belki iyi oynarken oyundan çıktılar ya da kötü oynarken fazla süre aldılar ama sonuçta öyle ya da böyle belli bir süre aldılar. Genç oyuncuların yetişmesinde süre önemli bir faktör olsa da tek faktör süre değil. bunu anlatmaya çalışıyorum. o zaman sorun nerede?
Bana öyle geliyorki sorun oyuncuların rahat olamamsında rahat bırakılmamasında yatıyor. Aşırı beklenti ters tepiyor. Genç ve parlak oyuncularımızın dünyanın en iyi oyucnuları olacağını bekliyoruz. onlar ise bu beklenitye karşılık veremediklerini gördükçe daha fazla hata yapıyorlar. Gelişemiyorlar. bunun yanı sıra sanırsam genel bir tembellik hali de var. Hamuru iyi olsa da çalışmadıkça gelişme kaydetme olanaklı olmuyor. Genç oyuncularımızı daha fazla antremana sevk etmiyoruz ya da onların içinde daha iyi oyucnu olmak adına yeterli sitek yok.
Son tahlilde kanımca Enes Türkiye'den uzaklaşmakla iyi yaptı. Avrupa'da bir yerlerde oynasa belki daha iyi olabilirdi ama Türkiye'den gitmek bence doğru bir seçimdi. Önündeki örneklere bakarsak Ömer, Semih ve Oğuz olduğu yerde sayarken, Vidmar ise ayrıldıktan sonra gelişme kaydettiğinden Enes'in doğru bir seçim yaptığını düşünüyorum. Bence süreci doğru okuyan Ömer'in de ayrılmak istemesinde haklı gerekçeler var.
Klüpler açısından ise bir sonraki yazıda durumu değerlendirelim.

Hiç yorum yok: