4 Kasım 2011 Cuma

Gallinari'nin Oscar Adaylığı Kısa Sürdü ve İyi ki Varsın Sefolosha


Yıllar sonra Efes'i ama o eski, Naumoski'li Ufuk'lu Volkan'lı Richard'lı Tamer Oyguç'lu Efes'i hatırladım. işte Efes'in EnFES savunması bir oyuncunun (basketbol yeteneklerinden ziyade aktörlük yeteneklerini konuşturan bir oyuncunun) ne duruma düşebileceğini göstermesi açısından da keyif vericiydi. Gallinari'ye 9 faul çalındı ama çalınanlardan hangisi gerçekten fauldü? Gelen her teması gosterebilmek adına abartılı uçuşlarını izledik. Gerçekten bu konuda çok yetenekli ve zamanlaması harika. Ağır çekimde seyrederken Efes'li oyunculardan teması alış anındaki reaksiyonu, kısacası zamanlaması gerçekten mükemmel. Faul almak için kullandığı enerjiyi ve zamanlamayı basketbola ayırsa hem takımı hem de biz izleyicler için daha hayırlı bir görevi yerine getirebilir. Maçın sonunda hakemler Gallinari'ye arzu ettiği Oscar heykeli yerine soyunma odasının loş koridorlarını uygun gördüler. Ama sonrasında seyirci reaksiyonundan çekinerek, parkedeki EA7 beşlisinin Efes'lileri pataklamalarına seyirci kalmayı tercih etti hakemler.

EA7 Milano Güçlü bir takım. Çok iyi oyunculardan kurulu. Özellikle Gallinari ile çok can yakabilecek güce sahip. Ancak Efes rakibini ciddiye alıp savunmasını bu şekilde konuşturduğunda rakibin galip gelebilmesi için ekstra bir skorer ya da mevcut skorerlerinden ekstra bir performans almak zorunda. Dün EA7 ne ekstra bir skorer bulabildi ne de mevcut skorerlerden ekstra bir katkı. Tebrikler ve teşekkürler Efes geçen haftaki mağlubiyeti bu güzel savunma basketbolu ile unutturduğu ve telafi ettiği için. Umarım bundan sonraki maçlarında telafi edilecek bir başka mağlubiyet almazlar. Çünkü EL'in ilerleyen haftalarında telafisi mümkün olmayan maçlar Efes'i bekliyor. Kinsey'i ise ayakta alkışlamak istiyorum. Olumsuz gördüğüm pek çok şey var. özellikle Vujacic'den skor katkısı alamadığında rakip içeri kaçtığında kısa forvetlere uygun şut imkanı yaratamıyoruz ama bunlar halledilebilecek sorunlar. En önemli sorunlar ise guard rotasyonununu ve coaching'in f4 için yetersizliği. Kritik maçlarda Kerem'in ve İlievski'nin iyi oynaması gerekecek. Neyse olumsuzlukları bir kenara bırakarak galibiyetin ve savunmanın keyfini çıkarmak lazım.

Fenerbahçe maç sonrası Ömer'in çok güzel özetlidiği gibi 30 sayı farkla galip kapatacağı maçta neredeyse mağlup olacaktı. Akingbala olmadan oynamaya alışık olmayan Nancy, Fenerbahçe'Nin etkili oyunu karşısında tamemn dışa bağımşlı halde oynamaya başladı ve 20'li sayılar civarında bir farkla geriye düştü. İkinci yarı başlarak hepimiz Fenerbahçe'nin vurup geçeceğini bekliyorduk ama tam tersi oldu. Ancak Akingbala yoksa da bizler varız ve Fenerbahçe pota altından oynarız diyen Nancy'li oyuncular çok yetenekli olmasalar da sadece ve sadece Fenerbahçe'nin pota altı savunma zaafını birazcık kazıyıp maçı kazanma noktasına kadar yaklaştılar. Neyseki maçlar 40 dakika. 42 dakika olsa muhtemelen Nanacy maçı alıp evine öyle gidecekti.

Fenerbahçe çok güçlü ve çok iyi oyuncualrdan kurulu ancak savunmayı bir türlü toparlayamıorlar. Fenerbahçe savunma yapmaya başlayınca bence EL'in en güçlü takımlarından birisi olabilecek kapasiteye sahip. Sefolosha'Nın muhteşem oyunu hepimize keyif vcerse de Fenerbahçe teknik heyetinde olsam bundan memnun olmazdım. Marko dönene kadar idareten alınan ve savunması ile önplana çıkması beklenen oyuncunun başrolü kapması düşündürücü.

Hiç yorum yok: