1 Şubat 2012 Çarşamba

Hayalller ve Gerçekler II: OLY-Efes:18-0


Bu bir devam yazısı. 24 Ocak Salı günü takımlarımızın F4 ihtimali konusundaki görüşlerimi paylaştığım yazının devamı. O yazıda temel olarak two nations cup'ta bizim takımların ve rakip PAO ve OLY takımlarının durumları ile bugün Top 16'da aynı takımların durumlarından hareketle kaleme alınmış ve takımlarımızın coaching olarak yeterli katkıyı alamadığına ilişkindi. Efes çok daha kaliteli kadrosuna rağmen sene başında İstanbul'da two nations cup'ta 2o'li sayılarda rahat bir galibiyet aldığı rakibine karşı Pire'de 83-65 gibi farklı bir mağlubiyet aldı. Bence bu mağlubiyet tamamen takımların koçları arasındaki kalite farkının göstergesi.

Ufuk Sarıca bizim generasyon için basketbol ilahıdır. Efes'in efsane kadrosundan hala basketbolun içinde olan tek isim. Şu anda Efes'i çalıştırmasının nedeni coach'luk kariyerinden değil, o efsane kadronun bir parçası, önemli bir parçası olmasındandır. Efes'in çocuğu olmasıdır onu Efes'e coach yapan faktör. Ancak İstanbul'un ev sahipliği yaptığı F4 için, büyük bir bütçe ayıran Efes'in Ufuk tercihi sene başında çok tartılşılmıştı ve şu anda da o tercihin yanlış olduğu maalesef gün yüzxüne çıktı. Kadro mühendisliği konusunda çok şey söylenebilir ancak bunların hiçbirine girmeden çok basit bir soru sormak istiyorum. İki takım sene başında coach'ları değiştirmiş olsaydı şu anda nasıl bir efes ve nasıl bir OLY izliyor olabilirdik. Muhtemelen OLY, Sarıca yönetiminde ilk tur grubundan bile çıkamayıp havlu atardı. Efes ise çok daha farklı bir konumda olabilirdi.

24 ocak'taki yazıda OLY'un yükselen bir trende sahip olduğunu yazmıştım. Efes rakibi hafife almanın faturasını ağır ödedi. İç-dış dengesini kuramayan takımlar kaybetmeye mahkumlar. penetre sonrası biraz dışarı pas yaparak rakibin aşırı gömülmesine engel olabilirdi. fark açılmaya başlayınca rakibe baskı yapacak takımda iki pivot oynatma dehası ile Ufuk adeta farka davetiye çıkarttı. Suni açılan farkı kapatmak yerine farkın daha da açılmasını sağladı. bu tip denemeler maçın başında yapılabilir ancak en kritik anda yapılmaz. Maç sonrası alan savunması ile rakibi yakaladık ama Sloukas fişi çekti mealinden bir açıklama yapmış Ufuk. Fişi çeken doğrusu Ufuk oldu. Ya da tersinden bakıp IVkovic de oldu diyebiliriz. Çünkü maç boyu OLY'un neden Spanoulis, gecevicius ve Sloukas'ı yanyana oynatmadığını düşünüyordum. Meğerse 4. perioda saklamış bunu Ivkovic. Şapkadan tavşanı çıkarttıp maçı almayı başardı. Tebrik etmek lazım her ne kadar sevmesem de sayarım kendilerini...

Ufuk bence en etkili olabileceği beşi hiç yanyana oynatmadı. Rotasyonda örneğin lafayette-kinsey-vujacic-savanovic ve batista gibi bir beş bence çok faydalı olabilirdi. Çeşitli varyasyonlar gördük ama bu varyasyonu göremedik. Sunucu ve yorumcu OLY çok kırılgan bir takım. OLY geriye düştüğünde tekrar sıçrama yapamaz gibi bir şeyler söylüyorlardı. Ya GS-OLY maçını seyretmemişler ya da Efes'i, olduğundan daha güçlü görüyorlar. Kırılgan olan Türk takımları. Denk rakiplere karşı farkı açıp koruyabilen takımımız var mı? Efes'in normal sezonda en farklı galibiyeti 14 sayı ile Armani'ye karşı.Bu argümanımı çürütebilecek tek maç FB-OLY maçı fenerbahçenin 16 sayı farkla kazandığı maç. Ancak genel olarak bakarsak maç içinde çift hanelerde fark yakaladığımız pek çok maç kafa kafaya bitti.

Her şey bitmedi. Efes yeterli farkı yakalayamaz bence. Ancak İstanbul deplasmanında GS'ı yenebilir belki. Böylece 3 galibiyet ile üst tura çıkabilir. iş averaja kalmaz ise bizim takımlarından biri üst tura çıkabilir ancak averaja kalırsa OLY kesin üst turda...Çaprazda Siena ile eşleşileceği için Efes'in üst tura çıkması bence daha önemli. GS'ın iki kere kaybettiği Siena'ya karşı şansı olmayacak. Rakip Madrid olsaydı ise GS'ın üst tura çıkmasını isterdim.

Hiç yorum yok: