22 Şubat 2012 Çarşamba

İtilmiş(ler)in Mücadelesi: GS-Efes: 64-56


Kimin kazanacağının iki takım için de fazlaca bir önemi yoktu. Efes yenebilseydi eğer üst tura çıkmak adına matemetatiksel olarak şansını devam ettirebilecekti belki ama, CSKA'nın olduğu grupta OLY'a iki maçta kaybedip de üst tura çıkma umudu taşıyabilmek ancak basketbolun mucizileri ile mümkün olabilirdi. Galatasaray evinde Efes'i yenerek mucize beklentisini hızla sonlandırmış oldu.

Galatasaray kaybetseydi, fazlaca birşey kaybetmeyecekti. Oly'u yenmek mecburiyetinde idi. Ancak Efes'i yenince artık 1 sayılık bir mağlubiyet de GS'a Top8'in yolunu açacak. OLY takımı, kadro olarak olmasa da isim tecrübesi ile bir adım önde. Evinde oynayacağı için yine bir adım önde.

Galatasaray'ın bu sene EL'de oynaması bile mucize kabul edilebilirken, önce top 16'ya kalması ve son maçlar öncesinde hala grupta ikinci olması çok önemli. grup maçlarında iyi oynadığı maçlar olsa da büyük takımları yenememişti Galatasaray. öyle ki forumlarda ve basketbol sitelerinde bu takımın top 16'da galibiyet yüzü göremeyeceğini iddia edenlerin sayısı hiç de az değildi. Galatasaray CSKA gibi yenilmeyen bir devi, OLY ve Efes gibi bu düzeylerde basketbol oynamaya alışmış takımları bir bir yendi.

Başlığa dönersek kimdi bu itilmişler:

85-86 jenerasyonunda hırvatların göz bebeği olan Barac'a karşı, onun arka planında kalmış Andric. Andric'in Galatasaray'a katkısı ile Barac'ın Efes'e katkısını göz önüne getirin.

Geleceğin oyun kurucusu olarak lanse edilen Doğuş'a karşı, görev adamı kimliğiyle ümit takımlarda oynayan Göksenin. Doğuş Top 16'da sadece 4 saniye görev aldı. Göksenin ise 15 dakika.

Ömrü, Kerem'e yedeklik yapmakla geçmiş Ender dün Efes'in fişini çekmekle meşguldu. Ender'in yerine getirilen oyunculardan hiçbirisi Kerem'i yedek bırakacak kalitede olmaması enteresan.

Sırpların geç parlayan yıldız forveti Savanovic'e karşı ikinci hatta üşüncü planda dahi hatırlanmayan Savovic.

İsmi oyunundan büyük olan Cenk Akyol'a karşı, oyunu isminden büyük olan Caner.

NBA yıldızı Vujacic'e karşı, boyunda büyük işler yapan Gordon.

Yıllardır ülkemizde oynayan Shumpert Efes için yetersiz görülüp bırakılmıştı. şimdi o pozisyonda Efes'in yedeği yok.

Biri 2008'de diğeri 2009'da ülkemize gelen ve aynı işleri yapan iki oyuncudan Kinsey geldiğinden beri EL'de oynama şansı yakalamışken, büyük takımlarda oyanamışken, NBA'de oynamışken, Shipp ona göre hep ikinci planda kalmıştı.

Bu itilmiş oyuncular, boylarından büyük bir işe soyundular ancak boylarıdan büyük iş yapmayı seviyorlar. umarım rüyaları mutlu sonla biter.

Maça ilişkin bence yazılacak pek birşey yok. Daha çok isteyen, kazanamyı başarabildi. Efes savunma direncini arttırdıkça Galatasaray daha da fazla arttırdı. Ancak bu düzeylerde sadece savunma ile maç kazanmak kolay değil. Galatasaray'ın hücumda alternatifler üretmesi gerekiyor. dönem dönem hücumda patlamalar yaşasa da,hücumun tıkandığı anlarda, hakemler sertliğe fazla müsade etmediklerinde Galatasaray'ın galibiyet çıkartması pek mümkün olmuyor.

Umarım şu ana kadar sergiledikleri mücadeleyi OLY'a karşı da sergileyerek arzulanan bir galibiyet alırlar ve hakettikleri yerlere ulaşırlar.

Hiç yorum yok: