3 Aralık 2009 Perşembe

13 Dakika


Başlık her şeyin özeti. Santiago 13 dakikada takımın en çok sayı atan oyuncusu, en çok ribaunt alan oyuncusu, en yüzdeli hücum eden oyuncusu ve neredeyse kendisine en çok faul yapılan oyuncu oldu. Gerçek bir pivotla oynayınca takımın çehresi değişiyor. Ama sorun tam da bu noktada rotasyonda hangi oyuncuların yan ayan oynayacağı ve hangilerinin oynamayacağı üzerine kurulu. Savunmada yeterince direnç göstermeyen takımın hücumda da süreklilik arz edemeyeceğini düşünüyorum. Bu bağlamda rako, ender ve nachbar’ın aynı anda oynamaması hatta iki tanesinin bile aynı anda oyunda olmamasının efes’in hem savunma hem de hücum rotasyonu için birincil şartlar olduğunu düşünüyorum. Savunmada oyuncular aynı eforu harcamazlarsa hücumda da o oyuncuların birliktelik gösteremeyecekleri ve bireysel yeteneklere dayalı oyunun bir yere kadar takımı taşıyabileceğinin ilk yarıda adeta canlı şahidi olduk. Efes’li oyuncular iki kere 7-9 sayılık farklarla öne geçseler de savunmadaki paylaşımdan kaynaklanmayan farkın erimesi ve hatta aleyhe dönmesi çok kolay oldu.

Rakibin pota altındaki zaafını kullanmak için maçın sonunu, santiago’yu beklememiz gelecek için düşündürücü. Bu takıma karşı bile 10’dan fazla hücum ribauntu verdik. Efes’in 4 kısalı sistem ile çok fazla yol kat edemeyeceği açık. Daha önce de yazmıştım san tiago varken 4 kısalı sistem birazcık daha iş yapabiliyor. Kasun ya da kaya’lı 4 kısalı sistem ama özellikle de kaya’Lı 4 kısalı sistem savunma ribauntlarında ciddi alarm veriyor. Haftalardır yazdığım şeyleri daha fazla tekrarlamak arzusunda değilim o yüzden oyunc uların bireysel performansları ve dikkatimi çeken birkaç noktayı belirtip yazıyı tamamlayacağım.

Bir pozisyon hatırlatmaya çalışayım. Rakip hücumda top potadan yana doğru sekti. Ribaunt alınamadı. Top yere düştü. Bu sırada olay mahalline en yakın oyuncu rakocevic’di. Rako topu eğilip alana kadar arkasındaki oyuncu galiba brovnjak topu hızlı davranarak aldı. 4 kısalı sistemleoynayan takımlarda bütün oyuncuların ribaunta katkı yapması gerekiyor. Önüne düşen topu bile almayan oyuncular ile bu sistem çok zor işler.

Sinan bu kez ilk 5 başladı. Ama sorumluluğu kaldıramadı. Fazlasını yapmaya çalıştı ama beceremedi. Milli takımda da oyun kuruculuk verilmişti. Galiba böyle sorumlulukları aldığında üstesinden henüz gelebilecek olgunluğa erişemedi. Sonradan girdiğindeki psikolojisi, Sinan’ın oyununa daha olumlu etki ediyor olabilir.

Efes takım olarak dün %85 gibi çok iyi bir faul yüzdesi yakaladı. Bu yüzde oyuncuların konsantrasyonunu gösteriyor. Sıkıntılar olduğunun farkındalar ve tek bir sayının bile önemli olduğunu biliyorlar bu nedenle de özellikle maçın sonlarında çok dikkatli oynadılar. Gelecek için bana en büyük umut veren faktör oyuncuların konsantrasyonu oldu.
Herşeyden önemlisi efes dün gece dışarıdan çok rahat atışları değerlendirememesine rağmen kazanabildi. Pota altını kullandığında neler yapacaklarını gördüler. Umarım bu son 13 dakikadaki akılcı oyunu ilerleyen maçlarda maç geneline yayabilirler.

Fenerbahçe çok kötüydü. Ya da şöyle söyleyelim: maç seçiyorlar. Rakibe yenileceklerini görünce teslim bayrağını çekiyorlar. Galiba güçlü takımlar bu durumun farkında ve maçın başında birazcık diş gösterip sonra da güle oynaya kazanıyorlar. Ömer’in blokları güzeldi. Mickael’den yediği ve sonrasında yaptığı blok ise çok daha güzeldi. Çünkü blok yiyen oyuncu olarak hızla pota altına dönebilmesi onun ne kadar büyük bir yetenek olduğunu gösterdi. Bir Fener hızlı hücumunu anlatayım. Gerisini siz düşünün. Rasim topu çalıyor ve hızla rakip potaya geliyor. Arkasındaki barca’lı oyuncudan çekiniyor ve trailer olarak gelen serhat’a veriyor ve o da bombeli bir atışla sayıyı kazandırıyor. Rüyamda görsem hayra yormayacağım bir pozisyondu. Serhat aslında sahada bence takımın en iyi oyuncusuydu. Daha fazla süre alabilirdi. İkinci yarıda onu oynatmaması bence Tanjevic’in en büyük hatası oldu. Maçın sonucu değişmezdi. Ya da daha az fark olmazdı ama Serhat için hem önemli bir tecrübe olurdu hem de takımda belki de kendine bir yer edinebilirdi. En azından kötü geceden akıllarda bir oyuncu kalırdı. Fenerbahçenin bu maça kazanamaaycağı herkesin malumuydu ama bu kadar kolay pes etmelerine anlam veremiyorum.


En acısı ise Tanjevic'in maç sonrası açıklamaları. Biz iyi takımız böyle oynamamalıydık mealinden birşeyler söyledikten sonra. Barcelona çok iyi takım. real madrid'de öyle. bu sene Panathinakos'la birlikte Avrupa'nın zirvesinde onlar olur melainden birşeyler söylemiş. Hani bu sene Tanjevic efendi Fener'i avrupa'nın z,rvesine çıkaracaktı. Tanjevic Örs'ün yerine getirilirken 2010'da Avrupa'da şampiyonluk deniyordu. Ne oldu Tanjevic? Ne değişti?...

Hiç yorum yok: