9 Şubat 2010 Salı

Telekom-Kızılyıldız: TT'nin Avrupa Yolculuğu Sonlandı




Maç öncesindeki kızılyıldız değerlendirmemi okuyanlar bu maçta Telekom'a şans tanımadığımı hissetmişlerdir. Bu anlamda benim için sürpriz olmadı. 15 sayı civarında bir fark yeriz demiştim sevgili Onur Yavuz'a. Beklediğimden birazcık daha fazla bir fark yedik.

Uzun zaman sonra salonda maç izleme eziyeti yaşadım. Telekom'lu yöneticiler para vererek, bilet alarak maç izlemeye gelseler salonda neden taraftar olmadığını anlayacaklar. Federasyonun telekom yöneticilerini uyarması gerekiyor. En dandik Avrupa maçlarında dahi dolan spor salonu önemli maçlarda bile dolmuyorsa, bunun tek nedeni telekom idarecilerinin Ankara basketbolseverlerini salona gitmeye küstürmeleridir. Telekomlugüçlüler adıyla yarattıkları basketbol cahili suni taraftar kitlesi, gerçek taraftarı salonlardan uzak tutuyor. Maç öncesinde kapıda dolanarak bilet satıyorlar. Aleni bir suç var. Herkes biliyor ve herkes seyrediyor. Bu yaratıkları orada besleyip büyütüyorlar.

Sırbistan adeta büyük bir basketbol endüstrisi ve bu endüstrini en önemli en büyük firmalarından birisi de kızılyıldız. Önümüzdeki yıllarda Avrupa basketbolunda önemli yer edinebilecek oyuncuları canlı seyretme fırsatını kaçırmak istemediğimden dolayı maça gittiğimi belirtmem gerek.

Maça gelince; TT açısından keyifli olmayan bir maçtı. Amiyane tabirle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı rakibin genç isimleri tt'nin tecrübeli isimleriyle. TT'yi izlemek pek keyif vermese de Kızılyıldız'ı izlemek çok büyük keyifti. Basketbol setleri, hücumdaki paylaşım ve akışkanlık skor tabelasında kendisini gösteriyordu. tablanın fotografını belki sonra faruk ekler siteye. o fotorafı ben sözel olarak size anlatayım. 4. periodun ortalarında, Kızılyıldızda 7 oyuncunun sayısı 8-12 aralığında dağılmıştı. telekomda ise serkan 18 diğerleri 2, 4, 5 civarındaydı. herşeyin özeti bu aslında. kızılyıldız makine düzeninde bir takım olarak oynuyorken TT bireysel yetenekleirne dayalı olarak mücadele ediyordu.

Maçın başında baskılı savunma ile TT farkı 20'lere çıkarabilseydi, belki rakibin gençliğinden de istifade ile kazanabilirdi ama onu beceremedi.


Kızılyıldız çok iyi bir takım. Ben keselj'in ve taylor'un önemli işler yapacağını düşünüyordum. ama 88'li bjelica ve 87'li stimac'a hayran kaldım. Stimac 2,10 boylarında kambala'yı andıran bir fiziğe ve simaya sahip ama daha hareketli ve daha akıllı bir uzun görünümünde. Ayağını yere daha sağlam basabilirse bence ileride Avrupa'da ciddi ses getirecek bir oyuncu. Bjelica ise neredeyse 1-2-3-4 numarada oynayabilen önemli bir oyuncu. ball handling'i vasat bir oyun kurucu kadar iyi. saha görüşü ve basketbol zekası üst düzeyde. Kendisinden uzun ve ağır oyuncu ile eşleştiğinde penetre edebiliyor. kendisinden kısa oyucnu bulunda post up yapıyor. Şutu da var. daha ne olsun? 4-5 sene kontrat yapıp tepe tepe kullan. iki oyuncu için de söylüyorum. sonra da NBA ya da avrupa'nın büyük bir klübüne sat. bunu söylemennin kolay olduğunun farkındayım. gerçekleştirmek de zordur mutlaka ama bunu yapmaya çalışacak basketbol idarecilerine ihtiyaç var.

Trifunovic önemli işler yapıyor. yabancı koç düşünen takımlara şiddetle önerilir. hatta gelirken yanında stimac ve bjelica ile gelirse daha da iyi olur.












Hiç yorum yok: