4 Kasım 2009 Çarşamba

Taraftar yok, Aziz Başkan var...


Maç öncesi Cibona değerlendirmemde kolay bir maç beklediğimi belirtmiştim. Fenerbahçe’nin önemli eksikleri olduğu ama çok da derin bir kadrosu olduğu bu nedenle de EL’in en kötü takımlarından olan Cibona’ya karşı zorlanmasının benim için sürpriz olacağını söylemiştim.

İlk yarı 32-32 berabere bitti. Cibona maça oldukça konsantre başladı. Fenerbahçeli oyuncular ise oldukça şaşkındı. Cibona’nın farkı açması adeta bir şamar gibi oyuncuların yüzüne çarpması ile sarı lacivertli oyuncular, formanın hakkını vermeye başladılar ve 12-0’lık seri ile öne de geçtiler. Ancak Cibona oyun konsantrasyonunu yeniden yakaladı. Üst üste attıkları 3 üçlük ile tekrardan öne geçtiler ve ilk yarı berabere bitti. İlk yarının en önemli istatistiği Fener’in altısı ilk periodda olmak üzere toplamda yaptığı 8 top kaybı idi. Bir maç içinde yapılabilecek top kaybı istatistiğini ilk periodda gerçekleştirmiş olmaları, oyuncuların şaşkınlığını gösteren en önemli istatistikti.

3 periodun sonlarında ömer’lerin katkısı ile Fenerbahçe oyunda üstünlüğü ele geçirdi. 4. periodda ise sertleşen savunma ile Fenerbahçe galibiyet aldı. Zaten Fener’in azıcık diş göstermesinin galibiyet için yeteceğini maç öncesinde yazmıştık. Ama maçın beklediğim kadar kolay olmadığını belirtmem gerek. Oyuncularda isteksizlik can sıkıcı.

Takımın pota altındaki oyuncuları daha fazla besleme gayreti çok önemliydi. En azından takım elindeki uzunları hatırladı. Bireysel performanslara baktığımızda ise Amerikalı oyuncuların ne hücumda ne de savunmada beklenen performansı göstermemeleri can sıkıcıydı. 40’larına merdiven dayayan Mrsic’den öğrenmeleri gereken şeyler var. Ömer’ler bugün takıma gerçekten iyi katkı verdiler. Oğuz Semih de iyi mücadele ettiler. Özellikle Ömer Aşık ve Oğuz’un yan yana oynatılması ve verimli olmaları ilerisi için bence iyi bir işaretti. Preldzic oyun kurucu vazifesini kaldıramadı. Zaten Gree r varken Preldzic’in oyun kurması bence çok akılcı değil. Günün iki büyük hayal kırıklığı ise Kinsey ve Preldzic oldu. Her ikisi de çok kötü oynadı. Hücumdaki hatalarını geçiyorum ama savunmada da hiçbir şey yapmadılar.

Cibona’da Rozic ve Graves takıma katkı verdiler. Maçın sonlarında Rozic beş faulle çıktı graves ise hiç oynatılmadı.

Maç içinden küçük notlar da verelim. Kinsey’in parmağı Jamoınt’un gözüne geldi. Olay ikinci periodun ortalarında gerçekleşti. Devre arasında bile çocuk düzlemedi ve 3. periodun ortalarında ancak girdi.elektrik kesintisi nedeniyle son dört dakikada skor boardlar arızalandı ve maça 5 dakika kadar ara verildi. son saniyelerde bir pozisyona sinirlenen Tanjevic elindeki su şişesini yere fırlattı ve parkelerin temizlenmesi gerekti.

Yazının başlığına gelirsek: Fenerbahçe taraftarı yine gelmedi. Taraftarın boşluğunu ise Aziz Başkan doldurmaya çalıştı. Maç içinde alkışlayarak sürekli takımına destek verdi. Aziz başkanın bir taraftar gibi takımının yanında olması çok güzel. Ama bir taraftar gibi beyanatlar vermesi (kamuya açık bir dergi bile olsa) kendisine yakışmıyor. Suçu ispatlanmadığı sürece herkes masumdur ilkesini hatırlamamız gerekiyor. Geçmiş sezonlarda Fenerbahçe’de çeşitli branşlarda doping yapan oyuncular olmasından hareketle nasıl ki bunu yaygınlaştırarak Fenerbahçe kulübüne mal edemezsek, Efes kulübüne de aynı bağlamda bir söz söyleyemeyiz, söylememeliyiz. Herkesin öncelikle elini vicdanına koyması gerekiyor. Bunu haber yapan Hürriyet gazetesinin de.

Hiç yorum yok: