26 Ağustos 2009 Çarşamba

Türkiye-Hırvatistan: Eksikler


Maçı anlatmayacağım. İzleyen zaten izlemiştir ve maç anlatımına ihtiyacı yoktur. İzlemeyen ise şuradan maç anlatımını takip edebilir.

Mağlup olduk ama hiç önemi yok. Muhtemelen Pazar günü kupa için yine Hırvatlarla oynayacağız. Her iki takım da henüz hazır değil. Ne savunma olarak ne rotasyon olarak ne de hücum olarak. Bu nedenle bireysel yeteneklerini ve rotasyonu azıcık daha akıllıca kullanarak Hırvatlar galip gelmeyi başardı. Burada aslında somut olarak bu maçın değerlendirmesini de yapmayacağım. Gördüğüm eksiklerden hareketle daha genel ve asıl turnuvada ne yapılması gerektiğine ilişkin bir şeyler yazacağım.

Maça Sinan’la başlanacağını doğrusu maç öncesinde bekliyordum. Ukic savunması bence çok önemliydi. Tanjevic de benim gibi düşünmüş. Ama ben Tanjevic’den farklı olarak oyun kurucusuz başlamazdım. Sinan’ı Ukic ile Kus’e ise Kerem ile savunurdum. Oyun kurucusuz başlamış olmamız bana öyle geliyor ki Represa’nın da işine geldi. Represa kurt hocadır. Ben çok beğenirim. Oyun kurucusuz oynayan takımımıza baskı yaptırmama nedeni; oyun kurucuyu oyuna almaya bizi zorlamamak için diye düşündüm. Sinan oyun kurucu olarak sahaya sürüldü ve iyi savunma yapması istendi. Basketbol aslına bakarsak birazcık da konsantrasyon işi. Tanjevic’in bence takımın değil ama oyuncuların rotasyonu ile çok fazla oynamasının yarattığı temel sonuç konsantrasyon kaybı. Bunu dün özellikle Sinan ve Ersan’da gördük. Sinan oyun kuruculuğa konsantre oldu ve tutabileceği ukic’e konsantre olamadı. Bir daha da zaten Tanjevic onu denemedi. Bence kerem ve sinan’la başlasa ve Sinan’a Ukic’i bitirme görevi verilse başarılı olabilirdi.

Vujcic’in sakatlanması sonrası pota altını daha etkili kullanmamız gerekirdi. Ancak işte bu noktada bence en temel sıkıntımız boy gösterdi. 12 kişilik kadroda hücumda topu yere vurabilecek oyun kurucu haricinde sadece Hidayet var. Ömer, Sinan, Bekir ve uzunlarımızdan hiçbirisi topu yere vurabilen oyuncular değil. Örneğin bir ara kerem-bekir-ersan-semih-oğuz gibi bir beş vardı sahada. Dibe vurduğumuz beş. Ne pas yapabildiler ne penetre. Ayrıca çok iyi paslaşan oyuncularımız da yok. Bu durumda hücumda tamamen Hidayet’in yaratıcılığı ve saha görüşüne kalıyoruz. Bu anlamda da giderek Almanya gibi basketbol oynuyoruz. Oğuz’a örneğin post-up yaptıramadık. Vs..Buradan bir adım daha atarsak; kısa oyuncuların penetre zaafı nedeniyle hücumda semih ve ömer gibi atletik uzunları pota altında topla buluşturamıyoruz keza hızlı paslaşamadığımızdan dolayı da hidayet’e zaman zaman gelen ikili sıkıştırmaları cezalandıramıyoruz. Rakip uzunların görece hantallığını da hızlı çıkamamaktan dolayı fast break ile bitiremedik. Takımın eksikleri çok fazla ve mevcut kadroda bu eksikleri giderebilecek oyuncu yok görünümünde.

Aslında bizim genel olarak en dezavantajlı olduğumuz konu power forvet savunması. Ancak Hırvatistan kadrosunda bu konuda sıkıntı çıkaracak oyuncu olmaması (maç öncesi yazısında belirttiğim gibi) maç açısından bizim avantajımızdı. Ancak turnuva öncesinde kendimizi bu konuda deneyememiş olmamız da bence kötü oldu. Hareketli 4 numaralara karşı (ersan’ın pozisyonu o kadar çok değiştiriliyor ki konsantre olmakta zorlanıyor.) iki uzunla ne yaparız bilmiyorum.
Savunmada da istediğimiz sertliğe ulaşamadık. Bunun temel nedeninin oyuncuların pozisyonların çok fazla değişmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Özellikle Ersan ribauntlarda etkili olsa da savunmada pek bir şey yapmadı. Kısalarımızın ise; rakip penetreleri bire bir durdurmasının zor olacağını tahmin ediyordum. Bu nedenle bir dönem; mesela hücumda çok kötü olduğumuz ikinci periodda alan savunması denene bilirdi. Tam saha ya da yarı saha alan savunması ile iş yapabilirdik. Özellikle kerem-sinan-hido-ersan ve semih gibi uzun kollu ve görece hareketli bir beş yarı saha baskılı savunmayı etkili olara kullanabilir. Pas araları sonrasında gelebilecek hızlı hücumlar ile de skor yönünden yaşanan zaaflar bir nebze olsun hafifletilebilir.

Doğrusu ben genel olarak kötümserimdir. Doludan ziyade boşa biraz daha fazla bakarım. Bizim gibi hazır olmayan ve eksikleri olan bir takımla oynadık ve fazla bir ışık alamadık. Ama son tahlilde bunlar hazırlık maçı. Eksikleri gördüğümüz ve umarım düzeltmeye yönelik hamleleri yapabileceğimiz bir ortam sağlarlar. Maç sonrası Tanjevic’in açıklamasını bilmiyorum ama umarım teknik heyet olarak esiklerimiz konusunda doğru tespitlerde bulunabilirler. Yoksa yine gelir hüsran rüzgarı…
ed. bu arada Tanjevic rakibi küçümsediğimizden böyle oldu demiş. Devamında da bu sene oynadığımız en güçlü rakipti demiş. artık içimden Tanjevic'e birşey demek gelmiyor. Bir cümlesi ile bir diğeri birbiriyle çelişiyor ve kime bir şey demiyor. bu arada kaçırdım mı bilmiyorum ama son periodda hiç mola kullandık mı?
Fotoğrafın Linki: Burada

Hiç yorum yok: