23 Eylül 2009 Çarşamba

Hep Aynı Terane


Tanjevic ve Demirel 5 galibiyetle başladığımız turnuvayı 4 yenilgiyle bitirmemizin mazeretlerini ne de güzel sıralamış: Hakemler, Ömer Aşık, Kerem’in yokluğu, Yorgunluk.

“Karşılaşma boyunca çok fazla hücum ribaundu verdik. Ömer Aşık her zaman olduğu ve beklediğimiz kadar iyi oynayamadı. ÖMER, BÖYLE PSİKOLOJİK MAÇLARDA ETKİLİ OLAMIYOR. Diğer oyuncularımız da bekleneni veremedi. Ama her şeye rağmen iyi mücadele ettik”

Tanyevic’in, Yunanistan maçından sonraki açıklaması aynen bu. Bu açıklamayı gazetede görünce gözlerime inanamadım. Milli Takım’da başarısızlığın tüm sorumluluğunu 22 yaşındaki gencecik ve bu takımızın Ersan ile beraber en istikrarlı oyuncusu olan Ömer Aşık’a atmak kanımı dondurdu. Çok kötü bir turnuva geçiren Semih için bile böyle söylese görüşüm yine değişmezdi. Neymiş efendim “ÖMER, BÖYLE PSİKOLOJİK MAÇLARDA ETKİLİ OLAMIYOR”. Bu söze yorum bile yapmayacağım.

Tanyevic’in diğer bir mazareti: “Kerem Gönlüm’ün yokluğunu çok hissettik. O olsaydı Ersan bu kadar yorulmazdı” Basketbolla alakalı herkes biliyor ki, Tanyevic’in Ersan’ı 3’te Hidayet’i 2’de oynatarak uzun bir 5 hayali vardı. Eesan’ın 3 numarada sudan çıkmış balığı döndüğünü herkes biliyor. Kerem ve Ersan’ı 4 numarada dönüşümlü oynatma planı hiç yoktu. Şimdi sanki böyle bir planı varmış gibi Kerem’in yokluğunu mazeret olarak göstermesi komik kaçıyor. Ayrıca Ersan’ı 4 numarada yedekleyecek bir oyuncuya ihtiyacın varsa neden tercihini hiç oynatmayacağın Barış Hersek üzerine kullandın.

Federasyon başkanı Demirel tüm başarısızlığı hakeme ve basiretsiz FIBA’ya atmış. Hürriyet’teki yazı burada. Hakemler Yunanistan’a büyük destek vermiş. Bu nasıl destekse son 2 dakikaya 6 sayı önde giriyoruz. Bu nasıl destekse maçı normal sürede ve uzatmada son hücum hakkı bizim, yani maçı kaderini belirlemek bizim elimizde. Ben Yunanistan’ın yerinde olsam bir daha böyle destek istemem. Yunanistan maçında İspanya koçu Türkiye yarı finale kalamıyor diye ne kadar sevinmiş, bu da milli takımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyormuş. Scoriolo’nun Türkiye kaybedince sevinmesinin gösterdiği tek şey Demirel ve Tanjevic’in hemen istifa etmesidir.

Yöneticilik ne kadar kolay bir şeymiş. Sorumluluğu hemen kendi dışına at. Bu oyuncu olabilir, hakem olabilir, FIBA olabilir. Sorumluluk duygusuna sahip olan bir yönetici böyle mi açıklama yapar. Çıkarsın dersin ki “Elimde Avrupa Şampiyonu olabilecek potansiyelde bir kadro vardı, başaramadım. Sorumluluk benimdir.” dersin ve sorumluluğun gereğini yaparsın, yani istifa edersin. Off.. off çok doluyum çok ve daha yazılacak, çizilecek ne kadar şey var. En iyisi burada yazıma ara veriyim. Sonra devam ederim.

Hiç yorum yok: