Fenerbahçe şu ana kadar transfer sezonun en durgun takımı olarak dikkat çekmektedir. Hatta Lofton ve Mccaleb isimleri haricinde dedikodu piyasasında bile yoklar. Beşiktaş ve Galatasaray kendi mütevazi bütçeleri ile hareketli dönem geçirmesine ve Efes Pilsen’in iki süper yabancı transferine rağmen, hareketsiz kalması en azından beni şaşırtıyor.
Yöneticilerin açıklamalarında da belirtildiği gibi hedef Top 16 ise, transfer döneminde düşük profilde (Amerikalıların “low profile” dedikleri) takılmak kendi içinde tutarlı anlaşılabilir bir stratejidir. Zira bu takımla çok rahat Top 16 yapılabilir (zaten bu anlamda hedef bile değildir ya neyse). Hatta kura şansı ile beraber Top 8 bile yapılabilir. Peki gelin bu statik bakış açısından kurtulalım biraz olaya dinamik bakalım ve Fenerbahçeli arkadaşlara şu soruyu soralım. Sizleri Top 16 veya Top 8’e kalmak kalmak mutlu eder mi? Hatta aynı soruyu Final 4 oynamış, Saporta ve Uleb kupasını kazanmış Fenerbahçeli basketbolculara (Solomon, Mirsad, Ömer) ve defalarca bu kupalarda en üst hedefleyen takımları yönetmiş Tanjevic’e soralım. Daha da ileri gidelim aynı soruyu Fenerbahçe yöneticilerine soralım. Kanımca ortak cevap “Hayır mutlu etmez ama en azından mutsuz da etmez” olacaktır. Hazır yöneticilere soru sormaya başlamışken bir soru daha soralım. Fenerbahçe futbolda Şampiyonlar Ligi’nde kısa vadede yarı final hatta final hedeflerken, basketbolda (futbola göreli olarak daha iyi bir takımı varken) zaten her sene hangi takımı kurarsan kur çok rahat ulaşabileceğin Top 16 gibi bir hedef belirlemesi sizlere garip gelmiyor mu?
Aynı kişilere bu sefer şu soruyu soralım: Fenerbahçe’nin hiç bir şey yapmama stratejisi altında Top 16’ya gözü kapalı kalabiliyorsa, iki tane süper transfer yaparak Final 4 hatta şampiyonluğun adaylarından bir olabilir mi? Bu soruya ben cevap vereyim: Bence olabilir. Fenerbahçe şu anda Avrupa’nın sayılı uzun rotasyonuna sahip bir takımdır. Birbirini tamamlayan ve 3 yıldan beri beraber oyanayan böyle bir uzun rotasyonu Avrupa’da ancak 3 veya 4 takımda vardır. Sertlik (Vidmar), ribaund gücü (Mirsad), blok tehdidi (Ömer), sırtı dönük oyun (Oğuz). Dikkat ederseniz daha Semih’i saymadım bile. Bir koç daha ne ister. Bu minvalde, 2 ve 3 numara oynayabilen bir yıldız oyuncu ile Vidmar’ın yerine oynayabilcek diğer bir yıldız oyuncunun alınması bu takımı F4’ün adayı yapmaz mı?
Fenerbahçe’nin Mehmet Topuz için verdiği bonservis bedeli 9 milyon $. Arda için teklif edilen parayı artık herkes biliyor. Şu anda Avrupa piyasasında 3 veya 4 milyon $ vererek alamayacağınız basketbolcu yoktur. Fenerbahçe futbolda Christiano Ronaldo’yu 70, 80 milyon $ vererek transfer edebilir mi? Hayır. Birincisi, o parayı veremez. İkincisi, o parayı verse bile bu futbolcu Türkiye’yi tercih etmez.. Ama Fenerbahçe istese basketbolda 4 milyon $’a Papalukas, Siskauskas veya Jasikevicius’dan birini transfer edebilir. Hadi sizi kırmayalım rakamı 5 milyon yapalım. Ortalamanın biraz üstü bir yerli futbolcunun bonservis parasından daha az paraya Avrupa’nın en iyi basketbolcularından ikisini alabilme gerçeğinin bizim olduğu kadar yöneticiler de farkındaysa (ki bence farkındadır) neden böyle bir yola girmezler? Açıkçası olayın bu yönünü anlayamıyorum. Kendimi başkan olarak düşünüyorum da başkanı olduğum kulübün basketbol takımının Avrupa’nın en elit takımları ile Final 4 oynaması ve bu maçları gidip yerinde seyretmem bana büyük bir haz verir. Ayrıca düşünün Fenerbahçe’nin Final 4 oynadığını. Hangi ülkede olursa olsun tribünleri Fenerbahçe seyircisi nasıl da doldurur. Böyle bir başarı en azından futboldaki başarının yarısı kadar bir yöneticiye veya taraftara haz vermez mi?
Fenerbahçe önündeki tarihi şansı kaybetmek üzeredir. Şu anda gelinen noktada Avrupa’nın kalbur üstü oyuncularının bir takıma transfer olduğu gerçeği altında Fenerbahçe’nin gönlümden geçen iki süper yıldız alma ihtimali azalmıştır. Bundan sonra baş altı oyuncuları alabilir veya NBA’den oyuncu getirtebilir. Yine de Fenerbahçe akılcı transferler yapabilirse Final 4 adaylarından biri olabilir. Yöneticiler biraz futboldan kafayı kaldırıp basketbola biraz mesai harcaması kaydı ile tabi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder